30 Nisan 2011 Cumartesi

MİLGRAM VE DAS EXPERİMENT

Tesadüf diye bir şey yoktur.Bunu bilmek beni hep mutlu etmiştir.

Stanley Milgram ın yapmış olduğu ve daha sonraları kendi adıyla anılacak olan 'Milgram Experiment ' ın  Das Experiment ı izlediğim günün sabahında  Stuart Sutherland in yazdığı 'İrrsayonel 'de karşıma çıkması tesadüf değildir.

Altmışların başında Stanley Milgram yerel bir gazeteye Yale üniversitesinde yapılacak deney için denek ilanı verir.Öğretmenlerden postacılara kadar farklı mesleklerden yüzlerce insan 4 dolar için başvuruda bulunurlar.



Deney şu şekilde işler;önce kura çekilerek öğretmen-öğrenci şeklinde iki grup oluşturulur.Herkese öğretmen yazılı kağıt çıkar tabi ki ve öğrenci de Milgram ın asistanıdır.
Öğretmenlerin görevi öğrencilere bir sözcüğü başka bir sözcükle eşleştirmeyi öğretmektir.
Öğretmen ve öğrenci yanyana odalardadır.
Öğrettici denek önünde duran ışıklardan doğru cevabın verilip verilmediğini anlar.
Öğreticiye öğrencinin yan odada bir sandalyeye bağlı olduğu ve yanlış cevap vermesi durumunda elektirik şoku vermesi gerektiği söylenir.
Elbetteki gerçek şok verilmiyordu.Ama öğretici bunu bilmiyordu.
Öğreticinin şoku artırmasıyla yan odadan çığlıklar yükseliyor,fakat öğreticinin yanındaki gözlemci ona devam etmesini söylüyordu.
Bu şekilde devam eden deney boyunca şok seviyesi orta düzeyden yukarda oldu hep.
İşin garip tarafı öğreticiler ne kadar üzülse de bu işi yapmaya devam ettiler,üstelik deneyi istediklerinde terketme hakkına sahip olmalarına rağmen.








Das experiment ta benzer bir durum izliyoruz.' İnsan denen saz parçasının' itaatkarlığın sınırlarını zorlayıp kendi vahşetinin sınırlarının keşfi var filmde.Dakikalar önce şakalaşan grubun üzerlerine geçirdikleri gardiyan üniformalarının onlara neler yaptırabileceğini ya da yaptıramayacağını izlemek güzel bir 'deney'im oldu...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder