21 Ağustos 2011 Pazar

Bir Misafirliğe







Bir misafirliğe gitsem,
Bana temiz yatak yapsalar;
Her şeyi, adımı bile unutup
Uyusam...







demiş ya Melih Cevdet Anday...
Ben de o misafirliğe  ; anlama,farketme ve hissetme melekelerimi bir deliğe tıkıp üstünü de kalın bir gazete topağıyla sıkıştırarak gitme hayalimleyim hala...
Sadece bir güncük işimi görür-sanki ingiliz anahtarı;işimi görür ne demekse-.


Yirmi dört saatlik zaman dilimi boyunca tertemiz bir zihinle uyumak mümkün müdür?
Zihnin kapağını açıp arada kontrol edecek biri olmalı tabi bu arada.Önemi büyük.
Kapağı açıp 'hoşgeldin ' dediğinde ;
daha önce hiç duymadığım ,kirlenmemiş 'hoşgeldin'le bu kez gülerek basmak toprağa.
Cioran ın 'Kelimeler merhametlidir,narin gerçeklikleri bizi kandırır ve teselli eder' cümlesini duymamışken henüz, karşılamak bütün harfleri ;coşkuyla tek tek...
Sesli,sessiz ayırmadan.
'Kederlerin yerini fikirler alır' diyen Proust a inat kederle kaderi yanyana getirmemek.
Kaderle kabul u aynı anda fısıldayan bu sese kulak vermek.
Önyargı kelimesiyle hiç tanışmamak.
Bir kısmı saf mantık diğer kısmı saf derinlik olan ruhumun ortalamasını tutturabilmek.
Ortalama olmak.
Ortama uymak.
Ama illa ki uyumak o temiz yatakta...

Yalan Dünya

Majid Majidi nin Serçelerin Şarkısı filmini yüzlerce kez ilk defa seyrediyormuş gibi izleyebilirim
-Türkçe dublaj yapılamaması şartıyla-.
Az önce Trt1 de yayınlandı.Kendimi  tutamayıp izledim yine.
Muhammed Emir Naci inin sesini sadece şarkı söylerken duyabildim.Ama o bile yeterli geldi.Yine de Naci nin  sesini duymadan izlenmemesi gereken bir film.Özellikle Nergis deyişini...


18 Ağustos 2011 Perşembe

Marmoulak

'Dünyadaki ruhlar kadar Tanrıya giden yol vardır'
Bab Aziz le zihnimin en derinine kurulmuştu.
Yerini sağlamlaştırmış oldu Marmoulak-kertenkele-Rıza yla...
Abdest almayı dahi bilmeyen biri için hocalık ;hapishaneden kurtulmanın tek çaresi olunca seyri bu kadar keyifli olur ancak.

Pulp Fiction dan alıntılar;uzaydaki bayan-erkek astronotların gusül durumları ,korku filmi namazı...
Elinde not defteriyle durmadan sorular soran Mücahid .
-Bu konuda alimler ihtilafa düşseler de...
diye başlayan açıklamalar...hırsız-hoca  Kertenkele Rıza'dan
Ama illa ki ' insan sayısı kadar Allah a giden yol vardır...' cevabı.
Kaçmaya çalıştıkça başına bela olan bir cevap üstelik...
Samimiyetinin ölçüsünü ve gülmenin dozunu veremeyeceğim bir film..



'E haydi bakalım 'demese de
Haydi bakalım yine de...


10 Ağustos 2011 Çarşamba

'Bir Romancının işi yalan söylemektir'

 Karanlığın sol eli kitabınının önsözünde, bir romancının işini böyle tanımlıyor Ursula K. Le Guin.
Ben onun yalancısıyım.Zira çok iyi bir yalancı.



Mülksüzlerle başladığım Ursula serüvenim hız kesse de sürekliliğini  muhafaza etmekte.
Biz, Cesur Yeni Dünya,1984 ten sonra devam ettiğim ütopik seriyi Mülksüzlerle sürdürmem  William Tell gibi hissettirmişti bir vakitler;
tam isabet!

İtiraf edeyim ;sayıların büyüsüyle  olacak ; Biz başucu kitabım olarak düşündüğüm yeganemdir.
Amma velakin Mülksüzlerde- bütün bu erkek romanların aksine- kurtarıcı ya da kurucu diyebileceğim Odo kadındır.
Bu kafatutuşuyla yazara bağlanışım aynı büyüklüğe tekabul etmektedir.
Evet muhtemel bir sonuçtur..
Ne de olsa erkek meslektaşlarının  yaptığını yapmıştır o da. Yine de Big Brother la yanyanadır Odo.
Bu sebeple yeterli seratonindir benim için.

Cinsiyete takılmamak gerek aslında.
Karanlığın sol elinde yaptığı gibi Guin in.
Cinsiyetsiz bir toplum yaratmış.Pek bir güzel olmuş.
Yaşadıkları Kış'ta 'Ödip mitosu yok' mesela.
Ya da Kadınlara özgü tavır almalar,sebepsiz kızmalar;erkeklerin gereksiz büyüklenmeleri de.
Öylesine geniş bir dünyada birliğin sağlanması için gelen Ai nin ve bu mücadelede sürgün edilen Estravan ın; iştahıma yenik düşüp sonunu hemen gördüğüm yolculuğu...
Tadı damakta kalmak deyimi için uygun bir kullanım sahasıydı.

Devam Cemil Kavukçuyla...

E haydi bakalım dedi  biri...