25 Ekim 2013 Cuma

Çay,Sigara,Hakan Günday...

''açıldım, kapandım, açıldım, kapandım, gördüm
 gelenler kadar gidenleri de,
 hani sabrın sonu, hani gamlı eşek, pervasız nar nerde,
 hani bahçe?...''


Birhan Kekin şiirleri ve adaçayı...
Derken.
Derken.


Maskem,bulantım,bunalım...
Kabuk.
Kırıldı.

Yarının huzursuzluğu...







21 Nisan 2013 Pazar

YAĞMUR...

Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parça uzaklaş kederlerinden.
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
Mehtabın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka alemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.


                                   Ahmet Hamdi TANPINAR

Mavi,Maviydi...

Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...

Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber,
Bir türkü ki gamlı, uzun,
Ve sen gülünce açan güller,

Beyaz, beyazdı bulutlar,
Gölgeler buğulu, derin;
Ah o hiç dinmeyen rüzgâr
Ve uykusu çiçeklerin.

Mor aydınlıkta bir çınar
Veya kestane dibinde;
Mahmur süzülen bakışlar
İkindi saatlerinde...

Birden gülümseyen yüzün
Sabahların aynasında
Ve beni çıldırtan hüzün
İki bakış arasında.

                                Ahmet Hamdi TANPINAR

30 Mart 2013 Cumartesi

Hasta ,Yorgun ve Yalnız...

Nasıl durdurabilirim kendimi.
Merhemi,şurubu falan yok mudur?

Malum öğretmenlik hastalığı;faranjit!
İlerlemiş.Boş günümde yatak döşek yatırmış-griple birleşip-.
Cuma günüm yatarak ziyan edildikten sonra cumartesi iki öğrenciye verilen sözler yine tutulmuş-söz verince tutulur çünkü-!
Ders ver,yemek hazırla,alışverişe çık,ders ver....
Derken ...
Tam da güzel bir film hayaliyle salona geçilmişken...
Gassaray gassaray cimbombom...
Yastık,yorgan,MFÖ...

E haydi bakalım o vakit!




10 Şubat 2013 Pazar

Eksik Bir Şey Mi Var?

Evet...
Eksik bir şey var.

Bir acıya kiracı ben;
Kanadıkça kabuk bağlamadığını görmekteyim.
Bilmek
Bilmek
Ama illa ki sormadan bilmek
Zor...

Yok
Kabulleniş var artık
Biraz su
Biraz daha su

Sayıklamalar Susuşlar
Kararlar yok
Su var
Biraz daha su

Peki o zaman
Zil var bir de.
Süveyda mı o
Geldim yine.



20 Kasım 2012 Salı

Madem ki...

''Yine bir kuyuya doğru çekiliyor
Yine yeniliyor yenilgisini hep yeniden

Azalıyor,

Eskiyor beden...''




 Ve madem ki....
 Hem madem ki...

Diyorsam hala...

Kabuğumu sırtlayıp tutunmam gerek yine kendime...






15 Mart 2012 Perşembe

Gözyaşıymış...

'' Ah!yine de yolumdaki kederi kimse bilmesin,
büyüsün,genişlesin,dolansın ömrümü;
kapısı kapalı çoktandır,penceresi dargın.''


Onca 'ah'ın peşi sıra çekilen 'ah' lardır bunlar.
Sanırım eşik dedikleri yer burası.
Kurulan cümlelerin yarısı olumsuz; diğer yarısı soru cümlesi olan biri için büyümemek tercih edilebilir olmalı.
Bağlantısız tümcelerin arda arda dizilişi de cabası.
Peki ama zararın neresinden dönülse kardı?,
Bağdat' a gidilmiş miydi?Yoksa gidilmeli miydi?

Anlaşıl(a)mamak ciddi sıkıntılar yaşatır insana.Ama çok daha kötüsünü biliyorum; anlaşıldığını zannetmek.
Üstüste yazdığım şu sekiz satırın ne söylediği belli değilken; yine de umut yok mudur?
Vardır.
Ucundan köşesinden yakalayan;bir parçasını ya da tamamına ortak olan biri mutlaka vardır.
Olmalı.
Çünkü...
......
'.....İnsanın insana raptolduğu cevher' -İsmet Özel in deyişiyle-çıkmakta yüzeye.
En ufak çatlaktan gözkırpar oldu şimdilerde....




'E haydi bakalım o zaman' demeli miydi?

10 Şubat 2012 Cuma

Sıfır değerlidir...

Uzun zamandır okuyamıyorum,uyuyamıyorum,umursamıyorum ve fakat yiyorum...
Onca olumsuzluğun hıncıyla dolu ben;kendimi suçlamakla kalmıyorum.Yiyerek cezalandırıyorum.
Çikolata iyi gelirmiş-miş-..Bir müddet sonra o da -doz aşımı aşamasında- etkisini kaybediyor.
Yine de hep şükrediyorum.
Şükretmek iyi geliyor;beraberinde bir melodi getiriyor.
Sıfırın değerini hatırlatıyor...