21 Kasım 2011 Pazartesi

'Chevrolet 57'

'Herşeyi yaparım' nidası dursa mı artsa mı bilemedim ben şimdi.
Zira az önce ;babam  yarın onu arabamla bırakabilir miyim diye sordu.


İki yıl önce bir babam bir kardeşimden yediğim azarlardan usanmadan ve dahi onlara kızıp tek başıma trafiğe  çıkarak öğrendim direksiyon başında olmayı.Gidiş hala süper;park etmek sorun o ayrı.
Yavaş ısındım ben bu işe.Ama iyi ısındım.

Neyse efendim; konu o değil de ben yarın babama al sen kullan diyeceğim yine galiba.
Eveleyip gevelemeye gerek yok.
Geçen sefer neyi bahane ettim hatırlamıyorum ;bir şekilde oturttum oraya.
Yarın mümkün olmayacak zannederim.
Az önce 'bak baba öyle karışmak yok' uyarımı yaptım.Tutamam ki çenecağızımı; kalsın sabit.
Uyuyayım uyanayım geçsin...
Komik bir günaydın bekliyor  beni yarın,telaşsız olsun ,rica ediyorum.

Yazının başlığı? Dedemin meşhur arabası...

E haydi bakalım dedi yine!

16 Kasım 2011 Çarşamba

'' Fantazi kaçış edebiyatıdır ve tam da bu yüzden muhteşemdir''

der Tolkien...
Onca yoğunluğun,yorgunluğun,sessizliğin ardından eve gelip Ursula K.Le Guin le en öteye  kaçma isteğimin yegane açıklamasıdır.



Başucu kitabım olarak 'Biz ' i görmek ;  acaba haksızlık mı ediyorum Le Guin e diye düşündürürdü ara ara.

Neyse ki 'Kadınlar,Rüyalar ,Ejderhalar' okundu.Ursula nın tam bir Zamyatin hayranı olduğu keşfedildi.Yüreğime serin serin sular serpildi.

Kitaptaki ,Çocuk ve Gölge ile Balıkçının Kadınları yazılarını defalarca okuyacağımı  biliyorum.
Ama ' Kahramanımız X.,boş vakitlerinde öyküler yazan bir matematik öğretmenidir....' cümlesiyle başlayan Bir Natüralist Roman Taslağı -kırksekiz yıl önce yazılmış olması da cabası- hala adlandıramadığım bir karıncalanmayla dolmama ve hatta donmama sebep oldu.

Zira şimdilerde yazamasam da; Bu büyük melankolimin, burukluğumun ve geveze hayalgücümün dalgaları kıyıya varmak için yükselip hırçınlaşmakta diyorum içerdekine.
Dışarıdaki çoktan bir karikatür karakteri oldu bile.

E haydi bakalım mı?