31 Ekim 2011 Pazartesi

GASEYAN...

Çok mutsuzum.Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar mutsuz olduğumu hatırlamıyorum.
Demek ki doğru işi seçmişim.Ama neden durup dururken bıraktım.Ne oldu bana.Nasıl bir efsuna yakalandım!Babamı dinlemedim;ondan oldu!

Yardım yardım!
Duvarlar çoktan yıkıldı.Sadece nefes alabiliyorum.Çatkalardan bakıyorum dışarıya.Gün ışığı çarpıyor yüzüme;kıskanıyorum ...

27 Ekim 2011 Perşembe

Serebral Korteks!

Çıkmaz sokak!
Konuşmak yok!
Öğrencilerim yok!
Analitik geometri yok!-en kötüsü benim için-
Boşluk çok!
Boş !
Serebral korteksin ince ince  kayboluşu!
Neyse ki  'haydi bakalım o  zaman ! '...


23 Ekim 2011 Pazar

Bir Maskenin İtirafları

Yukio Mişima dan aldığımız destekle bir itirafta bulunalım haydi!


Delik deşik olurken süratle ;süveyda gittikçe büyümekte...


Aslında
hazin bir öyküdür bu
anlatmaya yakışmaz sesiniz
yanımdaki bütün sandalyeler boş,
alabilirsiniz.
Oturunuz.
…bolerokuşlarlaleliihvan
birden, gaseyan…gaseyan…gaseyan.
…sonra sarışın kadınlar esmer olup
balkonlara çıktılar
ben terk ettim beyaz çerçeveli bir fotoğrafı
ve dönmedim bir daha.
Resmim,
zayıf yüzlü, gülümsemeye yakın neredeyse
hastane penceresine dayalı
ahşap ve toz kokan bir gecede çekilmişti.
Gaseyan…
yıllar sonra kente çıktım
örümcek ağlarının, paslanmış kapıların ardından
kente çıktım,
yıllardır sallanan bir sandalyenin ardından
tozlar içinden,
uzaklara ve karalara yazıldığım mektuplardan
beyaz çerçeveli bir fotoğraftan,
gaseyan.
Burkuldum ve ağladım
kırmızı bir danstı her şey, oynadım.
tenim ve ellerim yoktu
kimse görmedi.

demiş Birhan Keskin ne de olsa...
E haydi bakalım dedi yine...

18 Ekim 2011 Salı

Koş Lala Koş (!)





Evet filmin adı Koş Lola koş!
Amma velakin ;buralarda, hafif saf ve ne yaptığının farkında olmayan insanlara lala derler!
Lalalıktan sonra laparalık payesini alırsın ki; güzel yöremin yalnız insanlarına çok da dokundurmadan yazmak istiyorum.Dolayısıyla dallanıp budaklanmasın konu.


Konuşmuştuk yine uzunca.
Hatırlarsın muhakkak.
-Unutmuş rolü en sevdiğin olsa da kandırmayalım bu kez birbirimizi-
Ne demiştik;acele etmeyeceğiz!
Emeklemeden triatlona hücum yok!
Ama Lolanın üç kez koşup değiştiremediği sonu değiştireceğim inadıyla beş kez koşarsan; lalasındır artık...
Bir süre bütün irtibatı kesiyoruz.Zira laf dinlemeyerek laparalık boyutuna atlamandan korkuyorum.
Kutuya gir ve canlı kal!


E haydi bakalım o vakit...

16 Ekim 2011 Pazar

'İlk Çocuk' Sendromu (1)

Şayet bir gün anne olursam, ilk çocuğumu ;hayallerimden,sorumluluklarımdan ve ebeveyncilik yarışlarından uzak büyütme kararındayım.Olur da unutursam diye bir yerlere not almak istedim.Buradan uygununu bulamadım.

Ama sen ablasın!
Olsun o daha küçük!
Yok yok yaparsın sen,zekisin.

cümlelerini yasaklıyorum kendime ,kullanılmayacak!

Onun yerine 'boşver , gel uyuyalım koyun koyuna; okula gitmeyelim annesinin kuzusu ' cümlesi sık sık tekrarlanacak!

Bu sinirle arkası gelecekmiş gibi duruyor...

E haydi bakalım o vakit...