31 Ocak 2011 Pazartesi

What a wonderful world

' Sıkıntı,o devasız nekahat...' der Cioran.

Nedenini bilmediğimden sıkıntımın artışı,biliyorum.Yine ,başardım.Bir paradoks daha.

'Bütün Helenliler yalancı 'ne de olsa.
Bir yerde toplanmış bekliyorlardı.Bugünü münasip görüp çatlaklardan içeri sızmak istediler.İzin vermiyorum
.İstihzayla ve büyük bir horgörüyle bekliyorum.Gardımı aldım çoktan.
Önce what a wonderful life dedim  -içsesim çoğunlukla ingilizce konuşur-.Bastırıcı sesi de buldum neyse ki;
Çivi çiviyi söker deyip...




Wonderful...Kullanmaktan hiç de haz etmediğim bir kelimedir oysa.Çok derinlere gömememişim ki burda.
It s a wonderful life! E madem başladık.

Filmi tekrar izlemek zorunda kalıp George Bailey ve  filmin adının 'ıt s a wonderful wife' olmasına sebep olacak Mary Hatch için üzülmek istemiyorum.Ama 'you want to moon?' sahnesi gri dağıtıcı olabilir.
Toplayıcı mı yoksa?Bailey i kendime çok benzetirim.
Son anda bir aksilik olup gidemeyeceğini bildiğimiz halde umutlanırız düşleriyle.
Yazık;orda kendimi seyrettiğim için kahkalarımı engelleyemeyen bana.






Takılıp kaldığım bu kelimenin ,beni en sevdiğim adamın sesine götüreceğini en baştan biliyor muydum ne?Part Time lover la başladığım sevme eylemimimin  ,bana 'you are the sunshine of my life' dedirtebildiğine inanamıyorum hala.Ne de küçük ve dalgacıydım bir vakitler..


Harika insanlar ve uyku şifamız oldu bile...Haydi bakalım dedi biri...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder